Öùôïãñáößåò

Sevgili ReLa Moonkhan ve Burcu Yarkartaş için;

Cunda Island monastery becomes historic library
A historic building that was used as a monastery and church for centuries has just been opened as a new library for residents of Cunda Island, part of the Aegean town of Ayvalık. The Sevim and Necdet Kent Library, built by the Rahmi M. Koç Museology and Culture Foundation in memory of the late diplomat and his wife, has just opened its doors to visitors.
Since Aug. 7, 2007, the library has been the home of over 1,300 books donated by Muhtar Kent, the son of the ambassador, who said, “I am upset not because I cannot see but because I cannot read,” after suffering from eye disease due to his advanced age.
Souvenirs and special oil olives are sold at Cafe Nostalji, located at the entrance of the Medieval castle-style building, where visitors enjoy sipping
------------------------------------------------------ "Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı" Cunda Adası’nda ziyaretçilerini bekliyor
Ayvalık-Cunda Adası'nın girişini, Ortaçağ Hisarı şeklinde süsleyen bu manastır ve kilise; Edremitli iki keşiş tarafından, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinden çok kısa bir süre önce kurulmuş ve Aziz Yahya'ya (St. John, St Yuhanna) atfedilmiştir. Devrinde çok önemli azizleri, patrikleri ve keşişleri bünyesinde barındıran bu manastırın en önemli şahsiyetlerinden birisi de Patrik Paisos'tur. Kendisi burada bir dönem inzivaya çekilmiştir. Patrik Paisos zamanında İstanbul'daki Fener Rum Patrikhanesi'ne bağlanan manastırın ana kilisesi kuzeybatı kısmında bulunmaktadır. Bu Şapel de mimarisiyle manastırın vazgeçilmez bir parçasıdır. Aynı zamanda buradaki kitaplık 1835 senesinden itibaren zenginleşmeye başlamış, dini kitaplar yanında 17. ve 18. asrın kilise hukuku hakkındaki yayınlarıyla da ün salmıştır. 1912 yılında yaşanan mübadele (zorunlu göç) sonrası Şapel zamanla tahrip olmuştur. Şapelin batı tarafında olduğu söylenen ve büyük bir olasılıkla manastıra ün sağlayan değirmenden geriye kalan ise sadece temel taşlarıydı.

Yıllar yılı harap bir şekilde kalan değirmen ve kilise; Rahmi M. Koç'un, kültür varlığı olan bu eski eserlerin kurtarılmasına yönelik girişimleri, maddi ve manevi katkıları ile restore edilmiş ve böylelikle Cunda Adası 07.08.2007 tarihinde önemli bir kitaplığa kavuşturulmuştur.

Kitaplıkta, ilerleyen yaşı nedeni ile göz sağlığı bozulan, "Göremediğime değil, okuyamadığıma üzülüyorum." diyen Emekli Büyükelçi Sn. Necdet Kent'in oğlu Muhtar Kent tarafından bağışlanan merhum babasından kalma bin üç yüzü aşkın kitabı bulunuyor.

Ayrıca, değirmenin giriş katında hediyelik objeler ve yörenin özel zeytinyağı bulunurken, terasın büyülü manzarası eşliğinde sıcak içeceklerin ve meşrubatların servis edildiği Cafe Nostalji yer alıyor.
4-8-2008 tarihli Sabah Kültür sanattan alındı
------------------------------------------------------

Sevgili Burcu,yaz tatili dönüşümüzde iki günümüzü, senin o çok güzel karelerinden heveslenip isabetle,Ayvalıkta geçirdiğimizde,limandan tekne ile gittiğimiz Cunda adasında bu müzeyi gezmek için epeyce dik yokuşu tırmanırken adanın eski tarihi evlerini, sokaklarını, restorasyon kararı alınmış kilisesinide sayende görme şansımız oldu.Taş yapı binanın restorasyonu çok güzel yapılmış şapelin içinde devamlı internet hizmetininde alındığı kitaplığa girdiğimde gördüğüm bu tablo, bana sevgili ReLanın geçen kış gönderdiği kütüphane karelerini hatırlattı,kitap raflarının arasından deklanşöre basarken aklıma ikiniz birden geldiniz .O nedenle Gelin-görümceye bu kare yakışır diyerek sizlere armağan etmek istedim.Ayrılma haberime gösterdiğiniz samimi duyarlılık için sonsuz teşekkürler ediyorum.Sevgili ReLa senin 4000 puana bir şey kalmadı,şimdiki gençlerin akıllı oluşları çok hoşuma gidiyor kocalar nasıl alışırlarsa öyle gider, afferim sana.Burcu desen müthiş zeki ve bu zekayı çok iyi kanalize etmiş,Denizin fotoğraf tutkusu ile savaşacağına işin içine kendiside girdi hem bu konuda zenginlemiş oluyor hemde her an gözünün önünden ayırmıyor bayılıyorum ona.İkinizide sevgiyle kucaklıyorum,sağlıkla mutlulukla ve güzelliklerle kalın.Sizleri tanımış olmam benim için büyük kazançtı.
Sevdiklerinizle hoşçakalın.



Ayvalığa yolu düşen herkes Cundaya da gidiyordur mutlaka,adanın en yüksek mevkiinde olduğundan sahildende görülebilen bu tarihi taş yapıyı mutlaka görmenizi öneriyorum,önündeki terasta yer alan Cafe'den müthiş güzel manzaralı,ada evlerinin tümü,içindeki adacıklarla bütün Ayvalık körfezi ayaklarınızın altındayken içeceğinizi almak ta çok keyifli.


-------------------------------------------------
WORKSHOP ta binanın genel görünümü ve Cunda adası sahilinden bir manzara var
-------------------------------------------------